Afrikanerler, Güney Afrika'da yaşayan ve kökenleri 17. yüzyılda bu bölgeye yerleşen Hollandalı, Alman ve Fransız Huguenot kolonistlere dayanan bir etnik gruptur. Dilleri Afrikaans'tır ve tarih boyunca Güney Afrika'nın siyasi, sosyal ve ekonomik yapısında önemli bir rol oynamışlardır.
Afrikanerlerin tarihi, 1652'de Hollanda Doğu Hindistan Şirketi'nin (VOC) Jan van Riebeeck liderliğinde Ümit Burnu'nda bir ikmal istasyonu kurmasıyla başlar. Bu istasyon, Hollanda'dan gelen gemilerin Doğu'ya giderken yakıt ve yiyecek ikmali yapmasını sağlamak amacıyla kurulmuştu. Zamanla, Hollandalı yerleşimciler bölgeye gelmeye başladı ve tarım yapmaya, yerli halklarla ticaret yapmaya ve kendi toplumlarını kurmaya başladılar.
Bu dönemde, Hollandalıların yanı sıra, Almanya ve Fransa'dan da göçmenler gelmiştir. Özellikle Fransa'dan gelen Huguenot'lar, dini baskılardan kaçarak Ümit Burnu'na sığınmışlar ve Afrikaner kültürünün şekillenmesinde önemli bir rol oynamışlardır.
İlk yerleşimciler, zamanla iç bölgelere doğru yayılmışlar ve hayvancılıkla uğraşmaya başlamışlardır. Bu süreçte, yerli halklarla (özellikle Khoikhoi ve San) arasındaki ilişkiler karmaşık ve genellikle çatışmalı olmuştur.
1806'da, Napolyon Savaşları sırasında İngiltere, Ümit Burnu'nu ele geçirmiştir. İngiliz yönetimi, Afrikanerler için yeni bir dönemin başlangıcı olmuştur. İngilizlerin gelmesiyle birlikte, İngilizce resmi dil olarak kabul edilmiş, İngiliz yasaları uygulanmaya başlanmış ve kölelik karşıtı politikalar benimsenmiştir.
Bu durum, Afrikanerler arasında hoşnutsuzluğa yol açmıştır. Özellikle, İngilizlerin köleliği kaldırma kararı, Afrikaner çiftçiler için büyük bir ekonomik kayıp anlamına geliyordu. Bu ve diğer nedenlerden dolayı, 1830'lu yıllarda birçok Afrikaner aile, İngiliz yönetiminden uzaklaşmak ve kendi bağımsız devletlerini kurmak amacıyla iç bölgelere doğru göç etmeye karar vermiştir. Bu olaya Büyük Göç (Groot Trek) denir.
Büyük Göç sırasında, Afrikanerler, doğuya ve kuzeye doğru ilerlemişler ve yerli halklarla (özellikle Zulu Krallığı ile) çeşitli çatışmalara girmişlerdir. Bu çatışmalardan en önemlisi, 1838'de gerçekleşen Kan Nehri Savaşı (Battle of Blood River)'dır. Bu savaşta, Afrikanerler, Zulu ordusunu yenerek, iç bölgelerde bağımsız devletler kurma yolunda önemli bir adım atmışlardır.
Büyük Göç'ün ardından, Afrikanerler, Transvaal Cumhuriyeti (Güney Afrika Cumhuriyeti) ve Özgür Orange Devleti gibi bağımsız Boer Cumhuriyetleri kurmuşlardır. Bu cumhuriyetler, kendi yasaları ve hükümetleriyle yönetiliyorlardı ve tarım ve hayvancılığa dayalı bir ekonomiye sahiptiler.
Ancak, Boer Cumhuriyetleri, İngiliz sömürgeciliği ile karşı karşıya kalmışlardır. Özellikle, Transvaal'da bulunan altın madenleri, İngilizlerin ilgisini çekmiştir. Bu durum, İngilizler ile Boerler arasında iki büyük savaşa yol açmıştır:
1910'da, İngiliz kolonileri ve Boer Cumhuriyetleri birleşerek Güney Afrika Birliği'ni oluşturmuştur. Bu birliğin kuruluşunda, Afrikanerler önemli bir rol oynamışlardır.
Ancak, Güney Afrika Birliği'nde, Afrikaner milliyetçiliği güçlenmeye başlamıştır. 1948'de, Ulusal Parti (National Party), iktidara gelerek, apartheid adı verilen ırkçı bir politika uygulamaya başlamıştır. Apartheid, Güney Afrika'da beyaz azınlığın, siyah çoğunluğa karşı ırkçı ayrımcılık yapmasına dayanan bir sistemdi. Bu sistem, siyahilerin siyasi, sosyal ve ekonomik haklarını kısıtlamış ve onları ikinci sınıf vatandaş konumuna düşürmüştür.
Apartheid, uluslararası toplum tarafından kınanmış ve Güney Afrika'ya karşı çeşitli yaptırımlar uygulanmıştır. 1990'larda, apartheid sistemi çökmeye başlamış ve 1994'te, Güney Afrika'da ilk çok ırklı seçimler yapılmıştır. Bu seçimlerde, Nelson Mandela liderliğindeki Afrika Ulusal Kongresi (ANC) zafer kazanmış ve Güney Afrika'da yeni bir dönem başlamıştır.
Günümüzde, Afrikanerler, Güney Afrika nüfusunun önemli bir bölümünü oluşturmaktadırlar. Afrikaans dili ve kültürü hala canlıdır. Ancak, apartheid dönemindeki rolleri nedeniyle, Afrikanerler hala tartışmalı bir konudur. Bazı Afrikanerler, apartheid dönemini savunurken, diğerleri geçmişte yapılan hatalardan dolayı özür dilemektedirler.
Güney Afrika'da, Afrikanerlerin geleceği, ülkenin genel geleceğiyle yakından bağlantılıdır. Afrikanerler, Güney Afrika'nın ekonomik ve sosyal kalkınmasına katkıda bulunmaya devam etmektedirler.